14 Ekim 2014 Salı

N'olur Rüyama Girme Bu Gece

      Merhaba arkadaşlar :) Şiirin nerede yazıldığından başlayayım öncelikle; şiiri yatmadan hemen önce yatağımın üstünde defter ben diz üstü çökmüş biçimde yazmıştım. Çok garip bir duruştu işte yazarak tam tarif edilemiyor :) Şimdi şiirin hikayesine gelirsek onun da ayrı, ilginç ve aşktan bağımsız bir hikayesi var. Şöyle ki şiirde çokça geçen '' N'olur rüyama girme bu gece.'' ifadesinin başta aşkla bir bağlantısı yoktu. Kabuslarımda kendi kendime söylüyordum. 3-4 gün aynı kabusu görünce dedim ki ilham ayağıma kadar geliyor ben tekme atıp uzaklaştırıyorum. Neden bunu da şiire çevirmeyeyim ki. Sabah uyandığımda aklıma gelmişti şiire dönüştürmek. Ama bir an önce okula gitmem gerektiği için fikri uygulayamadım. Yalnızca şiir defterime unutmamak için başlığını attım. Eve geldiğimde çoktan unutmuştum bile. En son akşam yatmadan önce defteri açtım amaçsızca. Sonrasında başlığı görünce hatırladım yazacağımı. Fakat sabahki şiir taslağını da unutmuştum haliyle. Taslak derken kabusu nasıl aşk şiirine çevireceğim düşüncesiydi taslak. Sonra kafamda başka bir şekilde tekrar yazdım şiiri en sonunda kağıda döktüm. 
       Başta söylediğim gibi şiirin anahtar kelimesi vazifesini yapan kelimenin aşkla baştan bir irtibatı yoktu. Yani sonradan garip bir şekilde birleştiler. Sanırım bu kadar ayrı şeyleri birleştirebilmeyi lirik şiire olan aşkıma borçluyum :) Tekrar uzattıktan sonra şimdi şiire geçiyorum :)

                           N'olur Rüyama Girme Bu Gece

N'olur rüyama girme bu gece,
Uzak durmaya bak benden kendince,
Dudakların büzülmüş hafiften,
Biraz da ince ince,
N'olur rüyama girme bu gece.

N'olur kendin gel yanıma,
Yalnızca bu gece,
Rüyama girme n'olur,
Yalnızca bu gece.

N'olur, rüyama girme bu gece,
Vücudun hafif ince,
Yüzün bas baya zarifçe.
N'olur yanıma kendin gel bu gece. 

Yalnızca bu gece istiyorum seni, 
Gerçekten görmeyi,
Rüyamda değil,
Sadece gerçek seni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder